Hapşırma ve öksürme refleksleri beyinden geliyor. Peki ya beyin hangisinin olacağına nasıl karar veriyor?
Birbirinden farklı iki durum karşısında karmaşık bir yapıya sahip beyin, vücudun çeşitli bölgelerindeki sinir uçlarını tahriş edici maddelere belirli tepkiler veriyor.Bu süreçte de uyarılar, sinirler aracılığıyla beyne iletiliyor. Öksürük mü hapşırık mı olduğuna ise bakın nasıl karar veriyor…
Aslında öksürme ve hapşırma refleksi birbirinden ayrışır durumda.
Öksürme refleksi genellikle boğaz ve akciğerlerdeki tahriş edicilerle tetikleniyor. Bu uyarılar, vagus siniri aracılığıyla beyin sapındaki öksürme merkezine iletiliyor. Beyin, solunum yollarındaki tahriş edici maddenin dışarı atılması gerektiğine karar verirse kaslara sinyaller gönderiyor.
Böylece diyafram ve göğüs kasları harekete geçiyor, önce derin bir nefes alınıyor ve ardından güçlü bir hava çıkışıyla tahriş edici madde dışarı atılıyor.
Peki hapşırıkta işler nasıl ilerliyor?
Hapşırma ise burundaki sinir uçlarının toz, polen veya güçlü koku gibi maddelerle tetiklenmesiyle başlıyor. Trigeminal sinir aracılığıyla sinyaller, beyne ulaşıyor, hapşırma merkezi ise bu sinyalleri işleyerek tepki veriyor. Beyin, yüz kasları, diyafram ve göğüs kaslarını koordine ederek hapşırmayı başlatıyor. Bu sırada da ağız ve burundan güçlü bir hava çıkışı gerçekleşiyor.
Aslında hem öksürük hem de hapşırık, vücudun kendini savunma mekanizmalarıdır ve solunum yollarını zararlı maddelerden temizlemeyi amaçlar. Beyin, kendisine gelen sinyalleri değerlendirerek gerekli bulduğu durumlarda bu refleksleri tetikleyerek solunum yollarını korumuş oluyor.
Beyindeki işleme durumu, iki durumda da farklı.
Sinir uyarıları, beyin sapındaki öksürme ve hapşırma merkezlerine iletiliyor. Beynin bu bölgeleri, sinyalleri değerlendirerek gerekli tepkinin olup olmayacağına karar verir.
Öksürme için bu refleks, beynin medulla oblongata bölgesinde organize edilirken hapşırma için beyin sapındaki trigeminal sinir çekirdeği tarafından kontrol ediliyor.
İşte birbirine benzeyen bu iki durum, aslında birbirlerinden oldukça farklı şekilde işliyor.
Kaynaklar: NIH