Peki bir bulaşık makinesi icat etme fikri nereden çıktı? Gerçekten kirli bulaşıkların temizlenmesi mi amaçlanmıştı?Geçmişten günümüze nasıl popülerleşti ve her eve girdi?
Bulaşık makinesini yıllar önce kimin icat ettiği ile ilgili bir fikrimiz var mı? Muhtemelen yok! Ancak hikâyesi öylesine dokunaklı ki bu azme saygı duymamak mümkün değil.
1893’te Şikago’da milyonlarca insanın akın ettiği bir Dünya Fuarı gerçekleşiyor.

Bu fuarda birçok icat sergileniyor ancak hiçbiri, bir kadın tarafından icat edilen ve buradaki tek makine olan Garis Cochran’ın bulaşık makinesi kadar dikkat çekmiyor. Makinenin raflarına neredeyse 200’den fazla kirli tabak sığıyor ve sonrasında kasnak ve dişlilerin yer aldığı bir kutunun içerisine aktarılıyor.Ortalama 2 dakika sonrasında ise makinedeki kirli tabaklar, tertemiz çıkıyor. Ayrıca bu tuhaf makine yalnızca bir teşhir ürünü de değil. Fuarda bulunan pek çok restoran, her gün neredeyse on binlerce tabağı temizlemek için bu makineyi kullanıyor.
Peki kim bu Garis Cochran?

Aslında icat etmek Garis’in genlerinde var. Şöyle ki dedesi ilk vapur patentlerinden birini alıyor babası ise değirmen işletmeciliği yapan bir inşaat mühendisi. Sonrasında Garis 19 yaşında, başarılı bir iş adamıyla evleniyor.
Çift, ABD’nin Illinois eyaletinde bir eve tanışınıyor ve burada Garis’in eşi Josephine’nin yıllar önceden kalma zilli enstrümanını kullanarak, komşularını sık sık eğlendiriyorlar. Ancak Garis, bu enstrümanın hizmetçiler tarafından yıkandığında kırılmasından rahatsız oluyor ve bu nedenle onu kendi yıkamaya karar veriyor.
Fakat bu enstrüman çok hassas olduğu için kendisi de başarısız oluyor. Buradan hareketle bu işi otomatik bir hâle getirmenin bir yolunu arıyor ve hem bu tarz şeyleri hem de mutfak eşyalarını yıkayacak bir makine icat etmeye kendi kendine söz veriyor.
Garis çok geçmeden çizimlerinden bir prototip yapabilecek birini arıyor ve tamirci George Butters ile iletişime geçiyor.

Kısa bir süre sonra bu genç kadına, “Tabak yıkama makinesi” için patent veriliyor. Ayrıca o, makinesinin kadınlara düşen bulaşık yıkama sorumluluğunu hafifleteceğini ümit ediyor ancak beklediği gibi olmuyor. Çünkü o zamanlar makine, piyasa için oldukça pahalı.
Garis, hâl böyle olunca satış yapmak için otellere ve lokantalara yöneliyor. Sonrasında işler büyük bir hızla ilerliyor ve genç kadın bu makinenin imalatı için bir fabrika kuruyor. Çünkü lokanta ve otellere ek olarak, hastaneler de bulaşık makinesi almaya başlıyor.
Böylece bulaşık makinesi, dünyanın dört bir yanına her eve ve her kuruma giriyor, bu günlere kadar geliyor.
Kaynaklar: Popular Science, Mashable