Oysa dayanıklılığı, genişliği ve kapasitesiyle dikkat çeken Domuz Burun, bir dönem ülkemizin minibüslerinin olmazsa olmazıydı…
Nitekim öyle anılmasının da bir sebebi vardı. Ülkemizde yıllarca hizmet vermiş, dillere dolanan bu araç, neden ortalardan kayboldu?
Türkiye’de bir dönem ulaşım tarihine damgasını vuran bir minibüs vardı. Renault’a ait olan bu otomobili halk, “Deve Reno, Balta Burun ve Domuz Burun” olarak da anıyordu.
II. Dünya Savaşı sonrasında Fransa’nın hafif ticari araçlara olan ihtiyacı artmıştı.

Bu araç, ülkemizde belli bir dönem yollarda gördüğümüz domuz burunun ta kendisi. İlk olarak 1945’te prototipi tanıtılan ve 1947’de seri üretime geçen araç, başlangıçta 1.000 kg taşıma kapasitesine sahipti. 1949’da ise 1.400 kg taşıma kapasiteli versiyonu piyasaya sürüldü.
Araç, dayanıklı ve çok yönlüydü.
Öyle ki Türkiye’de de bu araçlar, 1950 ve 1960’larda şehir içi ve şehirlerarası ulaşımın hızla geliştiği bir döneme tekabül eden yıllarda oldukça revaçtaydı. Bu dönemlerde toplu taşıma ve yük taşımacılığı için dayanıklı, geniş kapasiteli araçlara ihtiyaç da az değildi. Renault Goelette, bu ihtiyaçları karşılayan özellikleriyle Türkiye pazarında epey bir ilgi gördü.
Ülkemizde Renault Goelette, özellikle dolmuş ve minibüs taşımacılığında yaygın olarak kullanıldı. Geniş iç hacmi ve sağlam yapısı sayesinde hem yolcu hem de yük taşımacılığında tercih edilen bir modeldi.
Peki neden “Domuz Burun”, “Deve Reno”, “Balta Burun” olarak anıldı?
Aslında aracın tasarımına bakınca sebebini anlamak mümkün. Ön kısmındaki çıkıntılı ve yuvarlak hatlı tasarımı, Türkiye’de halk arasında bu aracın, “Domuz Burun” ya da “Balta Burun” olarak anılmasına neden oldu. Bu lakap, aracın ön görünümünün bir domuzun burnunu andırmasından kaynaklanıyordu.
Ayrıca epey heybetli bir yapıda olduğu için “Deve Reno” olarak da anıldığı bir dönem olmuştu.
Peki neden yollarından çekildi?
1960’ların ortalarında, otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmeler ve değişen pazar ihtiyaçları, daha modern ve verimli araçların geliştirilmesini zorunlu kıldı. Renault ise 1965’te, Goelette modelinin üretimini sonlandırarak daha gelişmiş özelliklere sahip olan Renault Super Goelette SG2 modelini tanıtmıştı. Dolayısıyla biz de, bu güçlü araca elveda demek zorunda kaldık.
Daha büyük, güçlü motorları ve yüksek kapasitesiyle dikkatleri üzerine çeken yeni modeller, Renault’un yeni yüzü olmuştu.
Hem Fransa hem de Türkiye’de hafif ticari araç segmentinde önemli bir yere sahip olan Renault Goelette, dayanıklılığı ve genişliği sayesinde bir zamanlar Türkiye yollarında rüzgâr estiriyordu. Aramızda bu efsaneyi hatırlayan var mı?