Ahtapotlar Renk Körü Olmalarına Rağmen Sanki Renkleri Ayırt Edebiliyormuş Gibi Bulundukları Yerlerde Kamuflaj Olmayı Nasıl Başarıyorlar?

1

Ahtapotların renk körü olduklarını biliyor muydunuz? Onların göz yapıları, ne yazık ki tüm renkleri algılayabilecek yeterlilikte değil. Ancak kafaları karıştıran bir nokta var. Renk körü olmalarına rağmen, renkleri görüyormuşçasına bulundukları yerlerde kamuflaj olmayı nasıl başarıyorlar?

Yani renkleri göremiyorlar ancak göremedikleri renklerle bile kamufle olabiliyorlar? Çok tuhaf öyle değil mi?

Peki bu canlılar, bunu nasıl yapıyorlar?

Ahtapotlar, kamuflaj sanatında son derece profesyonel canlılar.

Hatta onlar yalnızca derilerinin rengini değil, aynı zamanda dokularını da büyük bir ustalıkla kendilerine uyarlayabiliyorlar. Şaşırtıcı olan ise tüm bunları, benimsedikleri renkleri görmeden yapabilmeleri. Görmüyorlar, çünkü onlar renk körü!

Bilim insanları binlerce yıl önce ahtapotların, yalnızca bir görsel pigmente sahip olduğunu keşfediyor. Bu görsel pigment,475-360 nm dalga boyu aralığında ve görünür ışığı emen bir R tipi opsin. Yani bu hayvanlar, sadece siyah ve beyazın tonlarını görebiliyor.

Peki renkleri ayırt etme noktasında bu kadar kötü olmalarına rağmen kamuflaj olmada nasıl bu kadar iyiler?

Ahtapotlar derilerinin altında renk değişiminden sorumlu olan, küçük pigment kesecikleri bulunan ve kromatofor ismi verilen küçük organlar var. Bu kesecikler, onları çevreleyen kaslar tarafından açıldığında pigmentler de deri altına doğru genişliyor.

Yine kromatofor isimli küçük organları hızla açıldığında, milisaniyeler içinde renk değiştiriyorlar. Öte yandan ahtapotların sinir sistemi, temel olarak pigment kesesinin etrafındaki kaslara, pigment kesesinin ne kadar büyük veya küçük olacağı bilgisini veriyor.

Fakat kromatoforlar; kırmızı, kahverengi ve sarı olmak üzere sadece üç renkli pigmente sahipler. 

Ayrıca bilim insanlarına göre bu becerilerinin arkasında farklı bir neden daha var.

Bazı araştırmalara göre ahtapotların derileri, lökofor ve iridofor ismi verilen ve ışığı yansıtabilen küçük yapılara sahip. İridoforlar, farklı dalga boylarındaki ışığı yansıtıyor ve böylece parlak mavi ve kırmızı desenlerin görülebilmesine olanak sağlıyor.

Lökoforlar ise beyaz bir zemin sağlayarak kromatoforların yoğunluğunu artırıyor. Özetle bu canlılar, renkleri büyük oranda ayırt edemeseler de küçük pigment keseciklerinin içinde bulunduğu kromatoforları sayesinde kamuflaj olabiliyorlar.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık