Dizi keyfinizin tam da en heyecanlı yerinde araya giren televizyon reklamlarına alıcı gözle ne kadar süre bakmışsınızdır? Belki hiç ya da çok az değil mi? Peki buna rağmen şirketler televizyon reklamlarına neden milyonlarca dolar harcıyor?
Televizyon izlerken araya giren reklamlara kaç kez ciddi ciddi göz attınız? Muhtemelen reklam arası gelince çayınızı tazelemek için mutfağa gittiniz ya da telefonunuzla uğraştınız.
O halde, insanların pek de dikkat etmediği bu reklamlar birer
vakit kaybı değil mi? Madem öyle şirketler neden hâlâ bu reklamlara ciddi paralar harcıyor dersiniz?
Hiç uzatmadan yanıtı verelim. Reklamların asıl gücü bilinç altımızda yarattıkları etkide saklı!
Açıklamak gerekirse, bilinçli olarak izlemesek bile, sıkça maruz kaldığımız reklamlar bir şekilde bilinçaltımıza işliyor.
Tekrar eden reklamlar sayesinde marka isimleri, logolar ve hatta o markaların müzikleri bile zihnimize kazınıyor.
Markalara yönelik öğelerin zihnimize kazınmasıysa, ileride bir ürün satın alırken bu markaların bizlere daha tanıdık ve daha güvenilir gelmesini sağlıyor.
Ayrıca, bir ürünün sürekli reklamını görmek, o ürünün yaygın olarak kullanıldığı ve güvenilir olduğu izlenimini yaratıyor.
Televizyon reklamları, bir markanın toplumda ne kadar yaygın ve popüler olduğunu gösterir.
Bu, tüketici davranışlarında da önemli bir rol oynuyor.
İnsanlar, diğerlerinin de kullandığı ürünleri tercih etme eğiliminde olduğundan dolayı “Herkes kullanıyorsa, demek ki iyi bir şeydir.” düşüncesi bilinçaltımıza yerleşiyor.
Ek olarak televizyonun, hâlâ en geniş kitlelere ulaşabilen medya araçlarından biri olması, şirketler için büyük bir avantaj olarak öne çıkıyor.
Bu sebeple, şirketler kimsenin pek dikkat etmediğini bilseler de ürünlerini tanıtmak ve tüketicilerin bilinç altına yerleşerek marka bilinirliğini artırmak için televizyon reklamlarına hâlâ büyük paralar harcamaya devam ediyorlar.