Hiç
burnunuzun altındaki o küçük oluğu fark ettiniz mi? Hani, dudaklarımızın
tam üstünde, burnumuzun hemen altında yer alan o minik çukur! Tıp
dilinde “filtrum” olarak adlandırılan bu bölge, aslında sandığınızdan
çok daha ilginç bir hikâyeye sahip.
Eski Yunancada “aşk büyüsü” olarak da adlandırılan, “medial yarık” da denilen filtrum, anne karnında gelişmeye başlıyor.
Mimikten estetiğe kadar farklı sebeplerle yüzümüzde bulunan bu bölgenin biraz detaylarını inceleyelim.
Filtrum, yüz anatomisinin ilginç ve önemli bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
Filtrumu, yüzümüzün gelişimi sırasında iki tarafın birleştiği bir hat
olarak düşünün. Bebek anne karnında gelişirken, yüzün farklı bölümleri
birleşerek bir araya geliyor. İşte bu birleşme noktası, filtrumun
oluştuğu yer. Eğer bu süreçte bir aksaklık olursa, dudak yarığı gibi doğum kusurları ortaya çıkabiliyor.
Evrimsel
açıdan bakıldığında, filtrumun ilk insan atalarımızda daha belirgin ve
işlevsel olduğu düşünülüyor. Bu küçük oluk, yüzümüzün simetrisini ve estetiğini korumada da önemli bir rol oynuyor.
Ayrıca filtrumun varlığı, yüz kaslarımızın hareketini ve mimik yapmamızı kolaylaştırıyor. Belki de dudaklarımızı büzerek öpücük atmamızı bile filtruma borçluyuz!
Peki, filtrum gerçekten ne işe yarıyor?
Çoğu memelide kokuları, ağız içindeki kanallar aracılığıyla burun yastığından vomeronazal organa taşıyan bir olukken insanlarda medial bir çöküntü olarak varlığını sürdürüyor.
Günümüzde filtrumun belirgin bir biyolojik işlevi olmasa da bazı
teoriler bu küçük oluğun çeşitli fonksiyonları olabileceğini öne
sürüyor. Bunların arasında filtrumun, yüz kaslarının daha düzgün
çalışmasını ve ifadelerimizin daha belirgin olmasını sağladığı var.
Yüz ifadelerimizin sosyal etkileşimlerde büyük bir rol oynadığını düşündüğümüzde de bu küçük oluk, bu ifadelerin daha net ve anlaşılır olmasına yardımcı olabiliyor.
Filtrumun kültürel anlamları da var.
Antik Yunan heykellerine baktığınızda, ideal yüz hatlarının belirgin
bir filtrum içerdiğini görebilirsiniz. Yunan sanatçılar, filtrumu güzellik ve denge sembolü olarak kullanmışlar. Benzer şekilde, farklı kültürlerde de filtrumun estetik değeri önemsenmiş.
Bugün ise, bazı insanlar filtrumlarının belirgin olmasını estetik bir
avantaj olarak görürken, bazıları bu bölgeyi kozmetik müdahalelerle
değiştirmeyi tercih edebiliyor. Dudak dolgusu gibi işlemler, filtrumun görünümünü değiştirebiliyor ve bu da bireylerin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayabiliyor.
Bir dahaki sefere aynaya baktığınızda, filtrumun ne işe yaradığını biliyor olacaksınız.