İnternetin,
bilgisayarların, telefonların ve tabletlerin olmadığı, bir şeyi
televizyonda izlemek için saat beklediğimiz ve saati gelir gelmez
bilgisayar başına koştuğumuz yıllarda çizgi filmlerin ayrı bir tadı
vardı. O çizgi filmlerden bazılarını sizler için derledik.
Geçmişte çocukların eline bir telefon
tutuşturulup YouTube ya da Netflix videolarıyla saatler geçirmeleri
mümkün değildi zira ne bu platformlar ne bu cihazlar ne de böyle bir
internet bağlantısı vardı. O zamanlarda televizyonda çizgi filmlerin
saatleri beklenirdi. O yıllarda izlediğimiz çizgi filmler bizimle
birlikte kaldı. Gelin bu çizgi filmlerle bir zaman yolculuğuna çıkalım.
Ninja Kaplumbağalar
Teenage Mutant Ninja Turtles. Aslında oldukça şiddet dolu ve kendi
başına buyruk bir çizgi roman girişimi olan Ninja Kaplumbağalar, büyük
bir şöhret elde etti. Özellikle çizgi filmi dünyanın dört bir yanında
markayı popüler hale getirdi. “Pizza reklamı yapsın diye yapmışlar”
söylentileri eşliğinde bize keyifli zamanlar yaşattı.
Tsubasa
Japonya’dan
çıkma bu futbol animesinde uzunluğu kilometreleri bulan futbol
sahasında, binlerce kişilik statlarda kapalı gişe maç yapan 10 yaşındaki
çocukları izliyorduk. Kartal vuruşu gibi teknikleri kullanmaya
çalışıyor, şapkayla kalecilik yapmaya çalıştığımız için havadan gelen
topların hepsini içeri alıyorduk. Dünya Kupası için yapılan devam serisinde Tsubasa Messi olmuştu bir de. Halbuki gönüllerin kralı pek çok kişi için Hyuga idi.
Şeker Kız Candy
Lanetli bir kız çocuğunun ona herhangi bir şekilde sevgi ve ilgi gösteren herkesin felaketi olduğu bu anime
ile Tsubasa peş peşe yayınlanırdı. Animede herkesin başına bir iş
geliyor, bir şekilde Candy ablamız hep kurtuluyordu. Biz de bunu sevimli
bir çocuk sanıyorduk. Yine de çocukluğumuzda etkisi vardı.
Pokemon
Bir dönemin en popüler yapımı olan Pokemon’da çocuklar sağda solda
yakaladıkları vahşi hayvanları para ve şöhret için dövüştürüyordu.
Günümüzde de devam eden seride Ash Ketchum isimli kazma arkadaşımız, 18
sene sonra ilk defa bir kız arkadaş bulup turnuva kazandı. Pikaçusu da
bu esnada muhtemelen level 237 falan oldu. Gene de Pikaçu’nun
sevimliliği, Charizard’ın coolluğu derken çok sevdiğimiz bir seri
olmuştu.
Ay Savaşçısı
Hayat dolu bir genç kızın her bölüm ay savaşçısına dönüşerek bir
takım kötüleri alt ettiği bu yapımda, sonradan gezegenleri temsil eden
karakterler olduğunu da öğrenmiştik. Aslında arka planında iyi işlenmiş
bir mitolojisi olan yapım ülkemizde özellikle kız çocukları arasında çok
popüler olmuştu.
Cedric
“Sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çok zor” diyen
Cedric, bir dönemin en sempatik çizgi film kahramanıydı. Üzüme alerjisi
olduğu için bir türlü açılamadığı sevgilisine “üzümlü kekim” diyen
Cedric, romantik havasıyla unutulmazlar arasında yerini almıştı.
Afacan Dennis
Sarışın küçük bir çocuk ve köpeğinin yarattığı sonsuz kaosa şahitlik
ettiğimiz bir çizgi filmdi. Dennis’in başı özellikle komşusu ile sık sık
derde girerdi. İzleyenlere keyifli saatler yaşatan bir çizgi filmdi.
Tom ve Jerry
Bir klasik olan Tom ve Jerry, bir fare ve bir kedinin aralarındaki
amansız mücadeleyi gösteriyordu. Oldukça eğlenceli bir mücadeleye giren
ikili arasında zaman zaman gördüğümüz büyük bir dostluk da vardı.
Looney Tunes
Bugs Bunny, Tweety ve Sylvester, Tazmanya Canavarı gibi pek çok
karakteri bünyesinde bulunduran Looney Tunes, bu karakterlere bağımsız
seriler de yapmıştı. Kısa bölümlerden oluşan yapısıyla pek çok eğlenceli
saat geçirtmişti.
Red Kit
Gölgesinden hızlı silah çeken kovboy Red Kit ve özellikle baş
düşmanları olan Daltonlar arasındaki mücadele pek çok kişinin
gözdesiydi. Bu çizgi filmde yapılan pek çok gönderme ise büyüdükçe ve
dünya tarihi öğrendikçe anladığımız şeylerdi.
Ayı Yogi
Yellowstone’un baş belası olan Yogi, hem koruculara zor anlar yaşatır
hem de Bobo ile birlikte herkesin piknik sandviçlerine çöreklenirdi.
Adeta Yellowstone mafyası olan Yogi, komik konuşması ile unutulmazlar
arasına girmişti.
Laff-A-Lympics
Bir bölümde Türkiye’ye
de gelen Laff-A-Lympics olimpiyatları Yogiler, Scooby-Doolar ve Gerçek
Kötüler arasında gerçekleşen çeşitli yarışları izlediğimiz bir seriydi.
Gerçek Kötüler ekibi sürekli hile yapar ve ceza alırdı. Tabii insan
tekne yarışında tekneye motor takmak hile iken tekneyi büyüyle uçurmanın
neden hile olmadığını sorguluyor ama olsun.
Beyblade
Topaç çarpıştırıp envai çeşit yaratığın ortalığı dağıtmasına neden
olan çocuklarla dolu bu seri de çok popülerdi. Satılan beyblade
topaçları o dönemde her sokak başında çocukların çarpıştırdığı
oyuncaklar arasına girmişti. O topaçlar hiçbir zaman çizgi filmdeki
havayı vermemişti ama olsun.
Scooby-Doo
Bütün yaratıkların en sonunda insan olduğunun ortaya çıktığı bir
seriydi. Scooby Doo ve Shaggy’yi merkezine alan yapımda karakterler her
bölümde karşılaştıkları gizemli olayları çözer, en son kıskıvrak
yakaladıkları kötü karakterin maskesini “Bakalım X aslında kimmiş”
diyerek çıkarırdı.
Batman The Animated Series
Bugüne kadar yapılmış belki de en iyi animasyon serisi Batman The
Animated Series olmuştu. Sonrasında gelen Batman Beyond da çok sevilen
bir seri olmasına rağmen bu serinin yerini tutan bir yapım gelmedi.
Karanlık atmosferiyle dönemin çizgi filmlerinden ayrılıyordu.
Spider-Man
Mahallemizin dost canlısı Örümcek-Adam’ının maceralarını izlediğimiz
bir yapımdı. Pek çok klasik Örümcek-Adam karakterini ve hikayesini bu
yapımda görmüştük. Punisher’ın Örümcek-Adam’a sarımsak gazıyla
saldırdığında Peter’ın söylediği “Ben mantı mıyım?” gibi muhteşem
yerelleştirmeleri ile de yeri ayrı bir seridir.
Taş Devri
Fred Çakmaktaş, Barney Moloztaş ve ailelerinimn hikayelerini
izlediğimiz Taş Devri de bir döneme damgasını vurmuştu. Hanna-Barbera
imzalı seri büyük başarı yakalamıştı. Sonradan karakterlerin çocukları
olmuş, aileleri genişlemişti.
Jetgiller
Bir başka Hanna-Barbera çizgi filmi de Jetgiller idi. Uçan ve
katlanıp çanta olan arabalarıyla İstanbul trafiğine çözüm sunan bu çizgi
filmde Jetgil ailesinin yaşamlarına eşlik ediyorduk.
Maske
Masumlar masumu, umutsuz aşık Stanley Ipkiss’in alter-egosu olan
Maske, Loki’nin maskesi sayesinde ortaya çıkıyordu. Bizim Maske her ne
kadar trollük ve şaklabanlık seviyor olsa da Stanley dışında maskeyi
takanın içindeki kötülük ortaya çıkıyordu.
Müfettiş Gadget
Sağından solundan çeşitli aletler çıkan, adeta İsviçre Çakısı gibi
bir adam olan Müfettiş Gadget, oldukça usta işi planları sakarlık ve
şansın yardımıyla çözüp, kafasından çıkan pervane ile uçarak
uzaklaşıyordu.
Richie Rich
Richie Rich, isminden de anlaşıldığı üzere öte zengin bir karakterdi.
Babasının milyarlarca dolarlık serveti olan Richie, yanına aldığı
arkadaşları, köpeği ve uşağı ile birlikte çeşitli maceralara atılırdı. O
kadar parası olup her gün aynı şeyi giyme konusunda Steve Jobs’tan
hızlı davranmıştı.
Şirinler
Bir dönem kapitalizmi destekleyen ülkelerde komünizm, komünist
ülkelerde ise kapitalizm reklamı yaptığı iddia edilen Şirinler, küçük
mavi yaratıklar ve onları yemeye çalışan Gargamel’in hikayesine
odaklanıyordu.
Snoopy
Bütün çocukların çocuk olduğu, dertlerinin çocuk dertleri olduğu
ancak yer yer yetişkinlerin de kendilerine hitap edecek bir şeyler
bulabildiği bir seriydi. Charlie Brown gibi popüler karakterlere de ev
sahipliği yapıyordu.
Winnie the Pooh
Gereksiz mutlu bir ayıcık, depresif bir eşek, hiperaktif bir kaplan,
paranoyak bir domuzcuk ve hepsiyle uğraşıp durmaktan sinir hastası olmuş
bir tavşanın, Christopher Robin adlı çocukla olan dostluklarının
anlatıldığı bir seriydi.
X-Men the Animated Series
Wolverine’in küfredemediği için Leyla ile Mecnun’u aratmayacak laflar
ettiği bu anime serisi, X-Men çizgi romanlarındaki karakter ve
hikayeleri ekrana taşıyordu. Çoğu hikayeyi de filmlerden iyi anlatan bir
yapımdı. Dizinin kendisinden daha iyi olan tek şey aşırı çılgın Japonya
introsuydu.
Sizce bu listede olması gereken diğer çizgi filmler neler? Bu listedeki yapımlardan hangilerini izlediniz?