Gökyüzünde gördüğümüz anda dilek tutmamızı sağlayan yıldızlar, kayarken ortaya çok güzel bir görüntü çıkarıyorlar.
Peki aslında gördüğümüz bu parıltılı şeylerin, bir yıldız olmadığını söyleseydik, hâlâ bir dilek tutabilir miydiniz?
Bu içeriği okuduktan sonra karşılaştığınız bir yıldız kaymasına artık eskisi gibi bakmayacaksınız. Hazırsanız bu “yıldızların” kaydıktan sonra nereye gittiklerini açıklamaya başlayalım.
Gökyüzünde aniden belirip kaybolan ışık çizgilerine biz kayan yıldız desek de aslında yıldızla hiç alakaları yok.
Uzayın derinliklerinde serbestçe dolaşan, kum tanesinden kaya boyutuna kadar değişen meteoroid adında bu parçacıklar, Dünya’nın atmosferine girdiklerinde saniyede onlarca kilometre hızla hareket ederken hava moleküllerine çarparak inanılmaz bir sürtünme kuvvetine maruz kalıyor.
Bu sürtünme, meteoroidin yüzeyini 3.000°C’ye kadar ısıtırken parlak bir plazma izi oluşturuyor. İşte bu yanma anını da biz kayan yıldız olarak görüyoruz.
Bu meteoroidler, atmosferde yanarak toz hâline geliyor.
Ve aslında “yıldız” sandığımız bu meteoroidler, istisnalar dışında yeryüzüne hiç ulaşmıyor. Bu durumda da artık onlar birer “meteorit” oluyor. Peki bu meteoritler nereye gidiyor?
Aslında çoğu, atmosferde yok oluyor ve geriye yalnızca mikroskobik toz parçacıkları bırakıyorlar. Bu tozlar, yavaşça yeryüzüne iner. Bazen bazı bilimsel çalışmalarda toplanarak Güneş Sistemi’nin kimyasal yapısını anlamak için de kullanılırlar.
Yere ulaşanlar ise genellikle çöllerde, buzullarda veya ıssız bölgelerde bulunuyor. Çünkü yoğun bitki örtülü alanlarda ve kalabalık şehirlerde fark edilmeleri zordur.
